HDP -PKK
Son zamanlarda Basında yer alan haberlerden anlıyoruz ki ! PKK, siyasi kanadı HDP vasıtası ile Türkiye Demokrasisinin açık kanatlarını kullanarak kendisine legal bir görünüm vermek üzere. Gerek Yurt dışında ,gerekse yurt içinde bulunan üyeleri vasıtası ile Siyasi kanadı olan HDP’yi bir Türkiye Partisi gibi göstermek çabası içerisindedir.
Aslında bunda başarılı oldukları dahi söylenebilir.07 Haziran Seçimlerinden aldığı güçle yeni bir ivme kazanma yolunda hızlıca ilerlemektedirler.Bu başarıda ise Türkiye Basını ve iç siyasi aktörlerin rolünün oldukça fazla olduğu söyleyebiliriz.07 Haziran Seçimleri öncesinde Türk iç siyaset önderleri ile bazı medya ve sözde sivil toplum örgütlerinin,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Düşmanlığı zemininde kolektif bir ittifak kurduklarını çok net bir şekilde görebiliyoruz.Bunun sonucu olarak HDP’nin ,07 Haziran Seçimlerinden beklenenden fazla bir oy alarak 80 Milletvekili ile meclise girmesi,PKK ve Kürt milliyetçileri cephesinde coşku ile karşılandı.Hatta bununla da yetinmeyip Sözde Öz yönetim adı altında “Serhildan” olarak tabir edilen başkaldırı ve isyan hareketleri ile sözde savaşı İl ve İlçe merkezlerine taşıyarak bir nevi güç gösterisi yaptı.
Şimdi Önümüzde yeni bir seçim var.Bu seçimde HDP’nin yakaladığı rüzgarı kendi lehine kullanarak oylarını bir miktar daha arttıracağını düşünüyorum.Bu artışta Ankara da yaşanan Canlı Bomba saldırısının etkili olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Aslında kendimize sormamız gereken soru şu! HDP bir Türkiye partisi olarak,mücadelesini meclis çatısı altında mı sürdürecek,yoksa arkasına aldığı güçle PKK’yı siyasallaştırarak meşru bir güç haline mi getirecek,Bunu hep birlikte göreceğiz.
Aslında Diyarbakır baro başkanı Tahir Elçi’nin CNN’de katıldığı televizyon programında sarf ettiği sözlerde üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir husustur.Tahir Elçi PKK’yı bir terör örgütü olarak görmediğini beyan etmiştir.Buradan şunu anlıyoruz ki önümüzde ki günlerde bu tarz söylemleri sıkça duyacağız.Bunun arkasında özellikle Doğu ve Güneydoğuda yükselen Kürt Milliyetçiliğinin ve sözde Kürdistan Devleti hayalinin olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan Amerika ve Rusya’nın İŞİD ile savaşta ,en ön saflarda yer alan kürt gücü YPG’yi alenen müttefik olarak ilan etmesi ve silah yardımında bulunması,Suriye de İŞİD’karşı savaşan PKK militanlarını ve Kandil yönetimini heyecanlandırmıştır.Bu durumu kendi lehlerine,legal bir yapı için fırsat olarak görmektedirler.Türkiye her ne kadar Amerika ve Rusya’ya böyle bir oluşuma ve Suriye de kurulmak istenen Kürt kantonuna izin vermeyeceğini bildirse de,Ortadoğu da oluşan yeni denklemler her geçen gün farklı bir hal almaktadır.
Asıl vahim olan ve gözden kaçırılmaması gereken husus ise Medya içerisinde yer alan Kürtçü Yazarların yazdıkları makaleler ile Suriye de ki Kürt gücü YPG ve PKK’nın siyasi uzantısı durumunda ki HDP’yi şirin gösterirken,İktidarı ve Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ı İŞİD’i destekler göstererek,Uluslararası mecrada Türkiye’yi Hukuk tanımaz bir Terör Devleti gibi gösterme çabalarıdır. Sözde bazı yazarlar ve Sosyal Medya üzerinde kara propaganda yapan iş birlikçiler algı oluşturarak iktidar aleyhine paylaşımlar yapmakta hatta Nato’yu Türkiye ye müdahale etmesi konusunda davet etmektedirler.
Dört bir tarafı düşmanlarla çevrilen ve asıl hain ve iş birlikçilerinin Türkiye’i içeriden çökerterek yıkma çabaları hız kesmeden devam ediyor.Bu kaotik ortamda Ülkesini seven tüm insanlarımıza tavsiyem ,Ülkemiz aleyhinde yapılan kara propagandalara ve Ülkeyi iç savaş ortamına sürüklemek isteyenlere prim vermemeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder